Daha 7 yaşındayken öyle bir şarkı söyleyişi vardı ki! ‘Sarı Bomba’nın kızı sahnelerin yıldızı olmuştu… Acı haberi uzaklardan geldi

Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2025 21:00
Daha yedi yaşında küçücük bir kız çocuğuydu… Dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nın karşısında “Üsküdar’a Giderken Aldı da Bir Yağmur” şarkısını söyledi.. Ufacıktı ama o yaşında bile geleceğinden haber verdi sanki…
O küçük kız çok da uzun süre geçmeden sesiyle milyonların yüreğine dokundu… Daha 25 yaşındayken assolist olarak sahneye çıktı. Sadece sesiyle değil gösterişli kıyafetleri ve saç modeliyle de Türk sanat müziğinin bir değil birkaç dönemine damgasını vurdu…
Adını sadece sahnelere değil Türkiye’nin popüler kültür tarihine altın harflerle yazdırdı: Muazzez Abacı…
DOĞUM GÜNÜNDE HAYATA VEDA ETTİ
Yıllar yılı Türk sanat müziğinin kraliçesi olarak anılan Abacı, hafızalarda o unutulmaz sesini bırakarak bu dünyadan göçüp gitti… Bir başka deyişle müzik dünyasından çok parlak bir yıldız kaydı.
Abacı eğer hayata tutunsaydı tam da son nefesini verdiği gün, yani 12 Kasım’da 79 yaşına adım atacaktı.
Türk sanat müziğinin eşsiz sesi Muazzez Abacı, 12 Kasım 1947’de Ankara’da dünyaya geldi. Aile soyadı Altıok’tu.
BABASI OKTAY BEY ‘SARI BOMBA’ OLARAK TANINIRDI
Babası Oktay Bey de “Sarı Bomba” lakabıyla tanınan ünlü bir boksördü… Abacı, babasını henüz 1 buçuk yaşında kaybetti. Baba sevgisine, baba kokusuna hasret büyüdü.
İlkokula yatılı olarak başladığı Ankara Koleji’nde liseye kadar okudu. Abacı, daha yedi yaşındayken dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakanı Adnan Menderes’in huzurunda Üsküdar’a Giderken şarkısını seslendirdi.
Aslında daha o zaman gelecekte izleyeceği yol çizilmişti…
İLK ADIMLARINI ANKARA RADYOSU’NDA ATTI
1967 yılında Ankara Radyosu’na stajyer sanatçı olarak girdi. Üç yıl sonda ilk konserini verdi.
1972 yılında Silemezler Gönlümden adlı şarkısıyla bir anda müzik dünyasında bir yıldız gibi parladı. Bir yıl sonra Bir Sen Kaldın İçimde adlı ilk plağı yayınlandı.
Muazzez Abacı’nın müzik dünyasında yükselişi çok hızlıydı… Takvimler 1974 yılını gösterirken Bebek Maksim Gazinosu’na adım attı. O sırada sadece 25 yaşındaydı.
GENCECİK YAŞINDA ASSOLİST OLDU
O artık dönemin en büyük eğlence kaynağı olan gazino sahnelerinin de yıldızıydı…
Önce radyoda başladığı müzik kariyerinde artık assolist olmuştu.
Muazzez Abacı, müzik kariyerini başarılı bir şekilde sürdürdü. 1990 yılında Cemal Safi’nin sözlerini kaleme aldığı Vurgun adlı albümle bir kez daha zirveye çıktı.
1998 yılında da Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanına değer görüldü.
ÜNLÜ OLDUĞU SOYADI İLK KOCASINDAN YADİGAR
Bir yandan müzik dünyasında parlarken bir yandan da hareketli bir özel hayatı oldu sanatçının…
İlk evliliğini 18 yaşındayken Diyarbakır emniyetinde görevi polis memuru Abdurrahman Abacı ile yaptı.1965 yılında evlenen Abacı, tek kızı olan ve ABD’de yaşayan doktor kızı Saba’yı bu evlilikten dünyaya getirdi.
1970 yılında bu evlilik bitti. Üç yıl sonra bu kez avukat Atilla Kurtbaş ile hayatını birleştirdi. Ama bu evliliği de iki yıl sürdü.
BİR BÜYÜK AŞKI VARDI HİÇ GÜNDEMDEN DÜŞMEDİ
Abacı, en çok konuşulan evliliğini ise 1980 yılında cezaevinde bulunan kabadayı Hasan Heybetli ile yaptı. Bu çalkantılı aşk yüzünden bir süre Heybetli’nin yakınında olmak için Akşehir’de yaşadı.
Bu evliliğin ilk bölümü üç yıl sürdü. Boşandılar ama 1989’da tekrar evlendiler. Ama 1993’te ikinci kez boşandılar.
Hasan Heybetli, 2006’da eline aldığı bir tek gülle Muazzez Abacı’nın evine gitti. Üçüncü kez evlenecekleri konuşuldu. Ama bu gerçekleşmedi.
Abacı, doktor kızı Saba Abacı’yı ziyaret etmek için gittiği ABD’de 30 Ekim’de kalp krizi geçirdi. Yoğun bakımda kalan Abacı, 12 Kasım’da tam da 78 yaşını bitireceği gün hayata veda etti.
BÜYÜK AŞKLAR YAŞADI… ‘BİR DAHA ASLA’ DİYENLERDEN OLMADI
Muazzez Abacı, hayatı boyunca hep büyük aşklar yaşadı. Hepsi boşanmayla bitse de ‘bir daha asla’ diyenlerden olmadı.Hürriyet’e verdiği bir röportajda ‘Evlilikti, hepsi güzeldi. Kötü taraflarını tortu gibi içimde tutmuyorum’ diye anlatmıştı.
Daha yedi yaşındayken Ankara Musikisevenler Cemiyeti’nde şarkı söylüyordu Abacı. Yani daha Ankara Koleji’nde öğrenciyken.Abacı o dönemi yine Hürriyet’e verdiği röportajda şöyle anlatmıştı: Bayar, Ankara Koleji’nin fahri başkanı idi. Bir baloda sesimi dinledi, okumamı istedi. Ankara Koleji’nde velim oldu.”



